-- GÜNCEL PROJELER:
-- GEÇMİŞ PROJELER:


Victor Ananias
101 Soruda Organik Ürün Rehberi




Victor’umuzu Uðurladýk
Kategoriler: Victor Ananias
Tarih: 03-Mart-2011
Yazdýr | Arkadaþýna Gönder | Yorum Ekle


Victor’u 5 Mart Cumartesi günü öðlen namazýnýn ardýndan Bodrum Bitez Camii'nden son yolculuðuna uðurladýk.

Ekolojik yaþamý destekleme konusunda öncü projelerin yaratýcýsý, derneðimizin kurucusu ve Yönetim Kurulu Baþkaný Victor’u 5 Mart Cumartesi günü öðlen namazýnýn ardýndan Bodrum Bitez Camii'nden son yolculuðuna uðurladýk.

Ailesi, arkadaþlarý ve ekolojik yaþam dostlarýndan oluþan çok kalabalýk bir toplulukla uðurladýðýmýz Victor’u Bitez mezarlýðýnda topraða verdik.

Derneðimizin %100 Ekolojik Pazarlar ortaðý Kartal Belediyesi tarafýndan kaldýrýlan iki otobüs Ýstanbul’dan gelen dostlarýný Bodrum’a taþýdý. Dostlarý, arkadaþlarý ve ailesinin yaný sýra Türkiye’nin çeþitli yerlerinden ekolojik yaþam dostlarý, doða korumacýlar, çiftçiler ve ekolojik pazarcýlar cenazede hazýr bulundu.

Victor’un Kaz Daðlarý’ndaki bahçesinden alýnan zeytin yapraklarýyla bezenmiþ bir örtüyle kaplanmýþ cenazesi, dostlarýnýn omuzlarýnda, yüzlerce kiþinin katýlýmýyla Bitez mezarlýðýna taþýndý. Çok sevdiði ölümsüz zeytin aðaçlarýyla çevrili bir alanda topraða verdiðimiz Victor’umuzun üzerine Bursa Karacabey, Samsun, Fethiye, Afyon, Antalya’daki TATUTA çiftliklerimizden ve Kaz Daðlarýn’daki bahçesinden gelen topraklarý koyduk.

“Attýðý tohumlarý biz yeþerteceðiz” diyerek bu topraða çeþitli tohumlar da serptik. Ettiðimiz dualarýn ardýndan Antalya Elmalý’dan TATUTA çiftçimiz Serdar Tanal, Yunus Emre’nin “Selam Olsun” þiirini okudu, yakýn arkadaþý Tugay Baþar da baþucunda ney üfledi. Victor’umuzun derneðimizde baþlattýðý ekolojik yaþamla ilgili projelerini sürdüreceðiz. Rahat uyu Victor, attýðýn tohumlarý yeþertmeye biz devam edeceðiz.

Ruhun þad olsun!

Taraf gazetesinden Yýldýray Oður, 6 Mart Pazar günü yayýmlanan yazýsýnda tanýmadýðý ama hayalini gerçekleþtirmiþ bir kahraman olarak nitelediði Victor’u bakýn nasýl anlatýyor... Acýlý Buðday ailesinin yüreðine bir nebze de olsa su serpen bir yazýyý sizlerle paylaþýyoruz.

 

 

Bu topraðýn en has çocuðuna veda

 

Hz. Ýsa’nýn doðduðu Filistin þehri Beytüllahim’den Þili’ye göç etmiþ bir aileden gelen doktor baba ile soyaðacý dallanýp budaklanan Türk bir annenin çocuðu olarak Zürih’in bir dað köyünde baþlayan bir hayat...

 

Ona hamileyken rahim kanseri olan annesine doktorlar doðal hayatý önerince o yýllarda her yerinden bir ünlü ve avenesinin fýrlamadýðý, sosyetenin de henüz keþfetmediði küçük bir köy olan Yalýkavak’a, doðadan þifa bulmaya geliyorlar ailece. Yolu bile olmayan köyün tek tük kalmýþ bir yel deðirmenine yerleþiyorlar.

 

Hikâyenin en baþý bir modern masalla karþý kaþýya olduðumuzu yeterince anlatýyor.

 

Elektriði olmayan, suyun kuyudan çekildiði, yenilen herþeyin toprakta yetiþtirildiði, bütün yemeklerin ocakta piþtiði, çamaþýrlarýn küllü suyla yýkandýðý bir evde yetiþtiriyorlar Victor’u. Yoksulluktan deðil, böyle olmasýný tercih ettikleri için. Uzun beyaz elbiseleri ve uzun sakallarý ile Ýsa’ya benzeyen hippi babasý Bodrum sokaklarýnda ev kurabiyesi satýyor. Dün 70 yaþýnda oðlunun mezarlýðýna buðday baþaklarý atan annesi kanseri yeniyor...

 

Victor’u bu topraðýn has bir çocuðu olarak yetiþtiriyorlar. Anne sütünden baþka süt içirmiyorlar. Saçýna þampuan sürmüyorlar. Hiçbir hayvanýn etini kursaðýndan geçirmiyorlar. Bir paket bisküvi, bir tane çikolata alýnmamýþ bir çocuk...

 

Tüm bunlarýn yerine Türkçeyi ‘Yalýgavaklýlardan öðrenmiþ bir de topraða buðday atýlýrken “kurda, kuþa, aþa” diye dua edildiðini, her rýzkýn ancak üçte birinin kendisine helal olduðunu...

 

Sýkýcý üniversiteyi yarýda býrakýp bütün dünyada doðal hayat pratiklerinin peþinde, vejetaryen aþçýlýlýk yaparak dolaþmýþ. Ýskoçya’dan babasýnýn vataný Þili’ye kadar gitmediði, görmediði yer kalmamýþ.

 

Doðal hayatýn ortak dilini ve felsefesini yerinde keþfediyor. Þilili köylülerle, Yalýkavaklý köylülerin ayný dünyanýn insaný olduðunu...

1991’de döndüðü Bodrum’da köylerden satýn aldýðý doðal ürünleri pazarda satarak baþlýyor iþe...  Ayný yýl doðal ürünlerin satýldýðý Baþak Cafe’yi açýyor. Sonra da Buðday Vejetaryen Kültür Merkezi geliyor. 1996’da elle yazýlýp fotokopiyle çoðaltýlan Buðday dergisi çýkýyor. Bir adamýn tüm hayatýyla örnek olduðu bu yeni yaþam tarzýnýn etrafýnda gönüllüler birikiyor. 2002 yýlýnda Buðday Derneði kuruluyor. Köy köy dolaþýp çitfçilere ekolojik tarýmý anlatýyor. Ekolojik pazarlar, ekolojik ürünler satýlan raflarýn hepsi onun ve arkadaþlarýnýn eseri...

Ýþler büyüyünce kendi ifadesiyle yedi yaþýndaki oðlu Ali onu “dünyayý kurtaran garip ekoloji kralý babasý” gibi görmeye baþlayýnca 2007 yýlýnda Buðdayname adlý bir mektup yazýp “Tüm iþ ve sorumluluklarýmdan, hayrýna inanarak, kendi rýzamla ayrýlýyorum. ‘kendi rýzam’ kýsmý konusunda ‘Allah rýzasý için’ dersem daha dürüst bir ifade olacak benim için” diyerek, Kaz Daðlarý’nýn eteðindeki evine dönüyor.

 

Saçlarýný Antalya Korkuteli’nden getirdiði bir kil ile yýkadýðý, yemeðini toprak tencerede piþirdiði, bulaþýklarý için arapsabunu ve çam terebentinden bir karýþýmý kullandýðý, keçe üzerinde saf pamuktan bir yorgana saralýp uyuduðu, tabii ki televizyonu olmayan evinden çýkýp annesini görmeye gittiði Fethiye’de 40 yaþýnda hayatýný kaybetti Victor.

 

Ekolojiye uzun uzun yaþamak, topraða kök salmak, yaþlanmamak için merak salmamýþtý zaten. “Ekolojik ürünler ölümden kaçmak için deðil, aksine, güzel yaþamlar ve bir noktasýnda da güzel ölümler içindir” demiþti bir yazýsýnda.

“Yaþamda varmak istediðim tek nokta her an Allah rýzasý için yaþayabilmek” diyen bir derviþti Victor. Dün cenazesinin kaldýrýldýðý Bodrum Bitez Kaynak Camii’ne gelenlere tohum daðýtýldý. O tohumlara topraðýn diðer tohumlardan torpilli davranacaðýna kuþku yok.

40 yaþýnda genç bir adama ölüm yakýþmaz. Ama bir medya kliþesi oan “Topraða verilen” terkibi de, herkes için savrukça kullanýlan “bu topraklarýn yetiþtirdiði” tamlamasý da çok yakýþýyor Victor Ananias’a.

 

Tanýmadýðýnýz ama hayalinizi gerçekleþtirmiþ bir kahramana, balkon çocuklarýnýn kýskanç ve kötücül “Ekolojinin babasý mantardan zehirlendi” baþlýklarýyla deðil de hak ettiði þekilde veda etmek için yazýlmýþ bir yazýydý bu.

Ona bu kibirli müstehzi ölüm haberleriyle deðil, ünlü Mesnevihan Þefik Can’ýn ölümü ardýndan yazdýðý bir yazýda Mesnevi’den alýntýladýðý dizelerle veda etmeliyiz:

 

“Avladýðým bir avý, alçaktan yukarýlara çýkarmak için, sýr aleminden uçup gelmiþ bir doðan idim. Burada, kendime uygun bir kimse bulamayýnca, girdiðim kapýdan gene dýþarý çýktým.”

 

 

yildirayogur@gmail.com

6 Mart 2011, Pazar

Taraf Gazetesi

 

Haber No: 4400