Ne yediğimizi bilmek istiyoruz!
Avrupa’da ortaya çıkan yumurta krizinin ardından Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı konuyla ilgili inceleme başlattığını ve belli başlı yumurta üreticilerinden numune alarak ülkemizdeki yumurtalarda fipronil olup olmadığını araştıracağını duyurdu.
Fipronil maddesi hayvanlardaki pire, bit ve keneleri yok etmek için kullanılan bir böcek ilacı. Maddenin, kümes hayvanları gibi insanların tükettiği hayvanlarda kullanımı yasak. Bu tip hayvanlara temas etmesi durumunda tüy ve deri tarafından emilen madde yumurtalara bulaşabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, fipronil maddesini ‘orta derecede tehlikeli’ olarak tanımlıyor ve yüksek miktarlarda tüketildiğinde böbrek, karaciğer ve tiroit bezlerine ciddi etkileri olabiliyor.
Bakanlığın bu açıklaması, gıda güvenliği açısından kaygı verici. Çünkü bahsedilen incelemelerin, sadece yumurtada değil tüm gıda ürünlerinde düzenli olarak yapılıyor ve sonuçlarının paylaşılıyor olması gerekirdi. Gıda Mühendisi Bülent Şık Buğday’a yaptığı açıklamada bir kimyasal maddenin kullanımının yasak olmasının, o maddenin kullanılmadığı anlamına gelemeyeceğini, Avrupa’da yaşanan yumurta krizinin bunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Şık’a göre fipronil olayı gıda güvenliği ile ilgili meselelerde kamu adına izleme, denetim ve kontrol görevlerini yerine getiren kurumların yaptıkları çalışmaların kapsamı, bu çalışmaların nasıl yürütüldüğü ve analitik çalışmalardan elde edilen sonuçların neler olduğuna dair ayrıntılı bilgilerin paylaşılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Avrupa Birliği’nde yapılan çalışmaların çoğu kamu erişimine açık, oysa bizim ülkemizde bundan söz etmek dahi olanaksız.
Bülent Şık’ın açıklamaları şöyle:
“Örneğin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yumurta ve beyaz et sektöründe hangi kontrolleri yapar, hangi şirketleri yılda kaç kez denetler, bu denetimlerde nelere bakar, kaç adet örnekte hangi toksik kimyasal madde kalıntısı analizi yapılır, analiz sonuçları nelerdir… gibi pek çok soruya yanıt almamız olanaksızdır. Bu kapalılık kamusal tartışmaların önünü tıkıyor.”
Şık’ın bahsettiği kapalılık yalnızca pestisitler konusunda değil, GDO’lu hayvan yemlerinin kullanımı konusunda da sürüyor. Hangi hayvansal ürünlerde GDO’lu yem kullanıldığı, bu konuda bir inceleme yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonuçları meçhul. Bu yemler başka gıda ürünlerinde, örneğin birkaç ay önce Adana’daki ekmek örneğinde olduğu gibi, kullanılıyor mu bilmek istiyoruz.
Peki ne yapmalı?
GDO’ya da pestisite de mecbur değiliz. Üretiminde insana ve ekosisteme zarar veren hiçbir madde ve yöntemin kullanılmadığı ekolojik ürünleri tercih edebiliriz.