Şifası saymakla bitmez: Ihlamur
Kokusu kadar çiçeklerinin güzelliğiyle de hepimizi cezbeden ıhlamur, şifalı bitkiler söz konusu olduğunda ilk akla gelenlerden.
Birçok semtin, sokağın ıhlamurla (Tilia sp.) anılması Anadolu’muzun ıhlamurla ne kadar hemhal olduğunu da gösteriyor. Ihlamur çiçeği kokusu hepimizde sevgi duygularını çağrıştırıp kalplerimizi latifleştiriyor. Sanırımö bu sebeple içinde ıhlamur geçen şiirler de kokusu gibi bizi mest ediyor. “Ben sana çiçeklerle geleceğim / Ihlamurlar çiçek açtığı zaman” diyerek kavuşmayı ıhlamur kokulu tasvir eden Bahattin Karakoç’u yad edelim yeri gelmişken.
Latince adının Yunanca “tilos-lif” kelimesinden geldiği düşünülen ıhlamuru Heredot bazı uygarlıkların dini törenlerde kullandıklarını belirtmiştir. Slavlar ve Germenler için de kutsal sayılan ağaçlardan olduğu için çocuğu dünyaya gelenlerin kısmetleri için ıhlamur diktikleri kayıtlıdır.
30 türü var
Ihlamur cinsine ait 30 tür yetişiyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kültürü yapılıyor. Türkiye’de üç türü doğal olarak yetişiyor ve ormancılık tarımı kapsamında Karadeniz bölgesinde tarımı yapılıyor.
Park ve bahçelerde, refüjlerde, alle yollarında peyzaj amaçlı yetiştiriliyor. Park ve bahçelerde yetiştirilen ve Türkiye’de doğal olarak yetişmeyen tür, küçük yapraklı ıhlamur (Tilia cordata) türüdür.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı FAO’nun 2003 verilerine göre ıhlamur tarımında Meksika 141 bin 5 hektarla birinci, Hindistan 116 bin hektarla ikinci sırada yer alıyor. Orman Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 18 bin 125 hektar alanda doğal olarak yetişiyor. Bizde yetişen ıhlamur türlerini ve ayırt edici özelliklerini şöyle özetleyebiliriz.
- Kafkas Ihlamuru (Tilia rubra subsp. caucasica) – Yapraklarının iki yüzeyi de yeşil ve tüysüzdür.
- Büyük yapraklı ıhlamur, yaz ıhlamuru (Tilia pltyphyllos) – Yaprakları büyük ve yaprak alt yüzeyi gümüşi tüylerle kaplıdır.
- Gümüşi ıhlamur, kış ıhlamuru (Tilia argentea, Syn: Tilia tomentosa) – Yaprak alt yüzeyi gümüşsü, yıldız biçimli tüylerle kaplıdır.
Nerede, nasıl yetişir?
Besin maddesince zengin, gevşek yapılı, nemli topraklarda ılıman iklimlerde iyi gelişim gösteren ıhlamur, sıcağı sever. Dona duyarlıdır ama soğuk iklimlerde yetişebilen türleri de bulunur.
Ihlamur tohum, kök sürgünleri, kök çeliği ve dal çelikleriyle yetiştirilir.
Tohumla ekimde çimlenme engelini aşmak için tohumların tam kahverengileşmeden toplanması ve hemen ekilmesi gerekir.
Ağustos sonu tohum ekimi için uygun bir dönemdir. Tohum ekiminin katlama ihtiyacı için orman fidanlıklarında olduğu gibi dış alana yapılması tavsiye edilir. Böylece kış şartlarına hem soğuk ihtiyacını karşılamış hem de katlama yapılmış olacağından çimlenme daha güçlü olacaktır.
Çelikle üretimde kök çeliği gövde çeliklerine göre daha başarılıdır. Yine kök sürgünlerinden de kolayca çoğaltılabilir. Toplama yapılacak olan -bütün tıbbi bitkilerin hasadı için gerekli- fabrikalara, otoyola, ilaçlanan tarlalara, atık su kenarlarına yakın olmamalıdır. Çiçeklerde haşerat, küflenme olmamalıdır.
Kullanım alanları
Kağıdın olmadığı dönemlerde kabukları yazma aracı olarak, Osmanlı’da İstanbul kayıkları yapımında kullanılmıştır. Ihlamur ağacı tıp ve kozmetiğin yanı sıra mobilya, süs eşyası, saz ve utların burguluk kısımlarının yapımında, peyzajda, ayakkabı kalıplarında, oymacılıkta kurşunkalem ve arı kovanı yapımında da kullanılır. Ayrıca ıhlamur ağaçlarının yoğun olduğu Yalova, Artvin, Rize gibi bölgelerde arıcılıkta değerlendirilir; elde edilen ballara ıhlamur balı denir.
Ihlamurun çiçekleri, yaprakları, odunundan elde edilen kömürü ve uçucu yağı tedavide kullanılır. En yaygın kullanılan kısmı çiçekleridir. Çiçek sapıyla uzun ince dile benzeyen çiçek yaprakçığı birlikte kullanılan kısmı “yaprak ıhlamur” adıyla bilinir ve kalite açısından ikinci sınıftır. Sadece çiçeklerin olduğu kısım “çiçek ıhlamur” adıyla bilinir ve birinci kalitedir. Çiçek ıhlamurda %1 oranında çiçek yaprakçığı bulunabilir. Tedavide ıhlamur çiçeklerinin “yaz ıhlamuru, büyük yapraklı ıhlamur” ve “küçük yapraklı ıhlamur” türleri olması tercih edilir. Ihlamur çiçekleri açıldıktan sonra dört gün içerisinde, öğle saatlerinde toplanmalıdır. Kuruyan çiçeklerin nem miktarı %9’u aşmamalıdır. İyice kuruduğundan emin olunan çiçekler temiz, gölge ve havadar bir yerde kurutularak serin, ışık görmeyen, nemsiz bir yerde bez torbalarda saklanmalıdır.
Kozmetikte uçucu yağı, hidrosolü ve ekstraktı kullanılır. Yatıştırır, yumuşatır, ferahlatır, cilt çatlamalarına iyi gelir. Çatlayan ve soyulan ciltler için ıhlamur özlü krem ve losyonlar kullanılabilir. Eski hekimler Galen ve Plinius, göz iltihapları, ağız içi yaraları ve ayak çıbanları için; Lonicerus, odunundan elde edilen kömürü kan tükürme için; Leclerc, çiçek çayını rahatlatıcı olarak; Kneipp ise öksürük giderici ve balgam söktürücü olarak önermiştir.
Terletir ve bağışıklık sistemini uyarır, kuru öksürüğü rahatlatır, göğüsü yumuşatır, uykusuzluk ve asabiyet için yatıştırıcıdır. Yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve migren tedavisinde önerilir. Ihlamur ile hazırlanan banyo gerginliğe ve migrene iyi gelir. Çay olarak yetişkinler için günde 2-4 gram; 9-12 aylık bebeklerde 0,2-1 gram; 1-4 yaş grubunda 1-2 gram kullanılabilir.
Toprağı koruyup su düzenini sağlayan ıhlamurun dökülen yaprakları toprağın özelliklerini de iyileştirir. Bu nedenle bahçelerimize mutlaka ıhlamur ağacı dikelim.
Uyarılar: Kalp rahatsızlığı olanlar, hamile olanlar ve bebek emzirenler hekime danışmadan ıhlamur kullanmamalıdır. Bazı kişilerde alerji yapabilir. İdrar söktürücü ilaçlarla kullanıldığında sıvı kaybı yaşanabilir. Liytum kullananlardaysa kandaki lityum düzeyini artırır.
Nazım Tanrıkulu – Hekim Sinan Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezi
Not: Bu yazı Ekolojik Yaşam Rehberi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.
Bu değerlendirmeler insanlığın aydınlanması-gelişimi; Bilim, Sanat ve Felsefi anlayış adına erdemli bir hizmettir….Bu anlamda da sizleri kutluyorum……☼