Biyoçeşitliliği Korumak İçin Daha Çok Yol Almalı
Biyoçeşitlilik kaybını 2030 yılına kadar durdurmak ve tersine çevirmek, Biyoçeşitlilik Planı ya da Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin ana hedeflerinden biri. COP15 sırasında kabul edilen ve dünyanın “2050 yılına kadar doğayla uyum içinde yaşamayı” amaçlayan bu plan, dört amaç ve 23 hedef içeriyor.
Birleşmiş Milletler’in 22 Mayıs 2024 Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü teması, “Planın bir parçası olun” olarak belirlendi. Bu tema, işletmeler de dahil olmak üzere tüm paydaşları Biyolojik Çeşitlilik Planının uygulanmasını desteklemeye davet ediyor. Kurumsal liderlerin, doğaya saygılı bir dünya inşa etmek için işletmelerini nasıl dönüştürebileceklerine odaklanmaları gerekiyor.
Doğa, küresel ekonomimizin temelini oluşturur. Dünya GSYH’sinin yarısından fazlası -44 trilyon dolar- su, mineral kullanımı ve iklim düzenlemesi gibi doğaya orta veya yüksek derecede bağımlı. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Riskler Raporu, önümüzdeki 10 yıl içinde en önemli 10 riskin yarısını çevresel risklerin oluşturacağını, biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşünü insanlık için üçüncü en büyük küresel risk olarak sıralıyor.
Araştırmalarımız, doğaya duyarlı bir ekonomiye yatırım yapmanın, onarıcı tarım, sürdürülebilir orman yönetimi ve şeffaf tedarik zincirlerinin geliştirilmesi gibi alanlarda yılda 10,1 trilyon dolarlık iş fırsatı yaratabileceğini ve 2030 yılına kadar 395 milyon istihdam sağlayabileceğini gösteriyor. Bu, üç temel ekonomik sistemin dönüştürülmesine yardımcı olacak: gıda, altyapı ve enerji.
Dünya Ekonomik Forumu, işletmelerin doğaya saygılı adımlar atmalarına yardımcı olmak amacıyla, danışmanlık şirketi Oliver Wyman’ın desteğiyle, ev ve kişisel bakım ürünleri, çimento ve beton ile kimyasallara odaklanan sektöre özel üç rapor geliştirdi. Bu raporlar, Doğa için İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi ile işbirliği içinde Sektör Eylemleri serisinin bir parçası oldu. Seri, 12 farklı küresel sektörün doğaya ve biyoçeşitliliğe nasıl fayda sağlayabileceğini açıklıyor.
1. Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri
Ev ve kişisel bakım ürünlerinin refahımızı ve yaşam standartlarımızı iyileştirdiği aşikar. Ancak, yıllık yaklaşık 700 milyar dolar gelir elde eden bu sektör, doğanın zarar görmesine neden oluyor. Bu işletmeler su ve diğer doğal varlıkları yoğun kullanarak, arazi kullanımı değişikliklerine, kirliliğe (özellikle plastik kirliliği) ve sera gazı emisyonlarına yol açıyor
Ev ve kişisel bakım sektöründeki şirketler, doğa üzerindeki etkilerini azaltmak için şu adımları atmak gerekiyor:
- Su yönetimini iyileştirmek
- Hammaddeleri ekolojik bir biçimde tedarik etmek
- Ürün kullanımı konusunda müşteri davranışlarını etkilemek
- Doğanın korunmasını desteklemek
- Döngüsellik uygulamalarını, inovasyonu ve işbirliğini yaygınlaştırmak
Bu beş öncelikli eylem, ev ve kişisel bakım sektörünün 2030 yılına kadar yılda 62 milyar dolar ek değer elde etmesine yardımcı olabilir.
2. İnşaat Malzemeleri: Çimento ve Beton
Beton, sudan sonra dünyada en çok tüketilen ikinci malzeme ve ölçeklenebilir bir ikamesi yok. 2050 yılına kadar her üç kişiden ikisinin kentsel alanlarda yaşayacak olması, beton talebini artıracak. Ancak, beton üretimi sera gazı emisyonları, tatlı su kullanımı ve taş ocağı faaliyetleri nedeniyle ekosisteme zarar veriyor. Beton üretimi, küresel endüstriyel su kullanımının %9’undan sorumlu.
İnşaat malzemeleri sektöründeki şirketler doğa üzerindeki etkilerini azaltmak için:
- Su yönetimini iyileştirmeli
- Emisyonları azaltmalı
- Islah, rehabilitasyon ve biyoçeşitlilik yönetimini güçlendirmeli
- Döngüsellik uygulamalarını genişletmeli
- İnovasyonu hızlandırmalıdır
Bu öncelikli eylemler, 2030 yılına kadar yılda 44 milyar dolarlık ek değerin kilidini açabilir.
3. Kimyasallar
Kimyasallar neredeyse tüm endüstriyel süreçlerde kullanılıyor. Küresel kimyasal satışları yılda yaklaşık 4 trilyon dolar ve dünya çapında üretilen tüm malların %95’i için gerekli malzemeleri sağlıyor. Ancak, kimya sektörü kirlilik, karbon emisyonları, tatlı su kullanımı ve arazi dönüşümü gibi faktörlerle biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor.
Kimya sektöründeki şirketler, doğa üzerindeki etkilerini azaltmak için:
- Kirlilik riskini ve olumsuz etkileri azaltmak
- Üretim verimliliğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak
- Su yönetimini iyileştirmek
- Hammaddeleri daha ekolojik bir şekilde tedarik etmek
- Doğanın korunmasını desteklemek gerekiyor.
Bu beş öncelikli eylem, 2030 yılına kadar yıllık 320 milyar dolarlık iş fırsatının önünü açabilir.
Biyoçeşitlilik COP16’ya Doğru İlerliyoruz
Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) 16. Taraflar Konferansı (COP16), 21 Ekim – 1 Kasım 2024 tarihleri arasında Kolombiya’nın Cali kentinde “Doğa ile Barış” temasıyla gerçekleştirilecek. CBD COP16, eylemi hızlandırmak ve Biyolojik Çeşitlilik Planının uygulanmasına yönelik ilerlemeyi göstermek için bir fırsat sağlayacak.
Çeviri: Öykü Ay
Kaynak: Anna-Maria Fyfe Hug, Communications Specialist, Nature Action Agenda, World Economic Forum
Fotoğraf: Berend Leupen