İngiltere’deki arı nüfusu da kırmızı alarm veriyor!
Geçtiğimiz günlerde İngiliz bağımsız gazetesi The Guardian, İngiltere’de polinatör böceklerin yaşam alanlarının haritalanması ve gözlemlenmesi amacıyla gerçekleştirilen ilk ulusal araştırma UK Pollinator Monitoring Scheme çalışmasının sonuçlarına yer verdi. Sonuçlara göre İngiltere’deki polinatör böceklerin yaşam alanlarında ve nüfusunda ürkütücü bir azalma var.
Çeviren: Dila Balça Öğün (Gönüllü İletişim Ekibi)
Kaynak: The Guardian
353 yaban arısı ve Syrphidae familyasına ait (Türkçede çiçek sineği, reçel sineği gibi isimlerle anılıyorlar) tür üzerinde yapılan araştırma, 1980’den bu yana bu türlerin bulundukları alanların dörtte birinden silindiklerini ortaya koyuyor. Bu türlerin üçte biri artık sınırlı alanlarda yaşıyor, 10’undan yalnızca birinin yaşadığı alan genişlerken ülkede bir kilometrekareye düşen polinatör böcek sayısında %11’lik bir düşüş var.
Araştırma, çiftçilerin gittikçe artan şekilde tarlaların etrafına yabani çiçek ekmesiyle, kolza tohumu ve diğer sayısız ekinin polinasyonunda önemli rol oynayan 22 arı türünün yaşam alanının genişlediğini gösteriyor. Buna rağmen bilim insanları 2007’de neonikotinoid içeren tarım zehirlerinin kullanılmaya başlanmasıyla beraber diğer tüm arı türlerinde ciddi kayıplar yaşandığını belirtiyorlar. Araştırmacılar böcek nüfusundaki bu endişe verici azalmanın, gezegenin geleceğiyle doğrudan bağlantısı olduğunu söylüyor.
Dünyadaki ekinlerin neredeyse dörtte üçünün tozlaşma işlemini gerçekleştirdiklerinden polinatör böcekler insan beslenmesinde hayati bir önem taşıyor. Ayrıca yaban hayatın devamına yaptıkları katkılar açısından da yerleri doldurulamaz. Çalışmayı yürüten, Wallingford Ekoloji ve Hidroloji Merkezinden Gary Powney’e göre İngiltere’deki bu düşüş, ülkenin kırsal bölgelerinin sağlığıyla ilgili ciddi bir uyarı olarak görülmeli. Powney, projenin çok daha fazla gönüllüye ihtiyacı olduğunu belirterek, ancak bu şekilde topraklarımızda neler yaşandığını anlayabiliriz, dedi.
Araştırma aynı zamanda hobi bahçelerinin, yeşil alanlar ve parkların da arılar için ne kadar değerli alanlar olabileceğini gösteriyor. Polinatör böceklerin nüfusundaki düşüşe sebep olan iki şey, yabani alanların yok edilişi ve tarımda kullanılan pestisitler. Bunun yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak hava sıcaklıklarındaki artış, İngiltere’nin kuzeyindeki yüksek arazilerde yaşayan arı ve reçel sineği türlerinin yaşam alanlarında %55 oranında ürkütücü bir daralmayı da ortaya koyuyor.
Yaşam alanlarını kaybeden arı türlerinin başında bir zamanlar ülkenin tümünde görülen ve şimdilerde yaşadığı alanlar %42 oranında sınırlanan Bombus Ruderarius var. Olumsuz koşulların hayatını etkilediği bir diğer tür %53 oranda yaşam alanını kaybeden Panurgus Banksianus türü. Lasioglossum Pauxillum arı türü bir zamanlar İngiltere’de nadir görülen bir tür olmasına rağmen, son dönemde yaşam alanını beş kat genişleterek günümüzde İngiltere’nin bir numaralı ekin polinatörü.
Powney, bu olumlu artışın son dönemde yaygınlaşan kolza ve yabani çiçek ekimine bağlı olabileceğini söylese de, artış gösteren bu türün oldukça ufak bir tür grubu olduğunu, bu sebepten besin güvenliği konusunda uzun vadede bu tür grubuna bel bağlamanın riskli olduğunu belirtiyor.
Sussex Üniversitesinden Prof. Dave Goulson, “Önceki araştırmalar İngiltere’de sadece arı türlerinde değil, kelebek, güve, Carabidae (toprak, yer böceği) familyasına ait faydalı kıt kanatlar, arılar ve reçel sineklerinin nüfusunda da düşüşler gösteriyordu. Bu araştırma ise kayıpların çok daha büyük ölçekte devam ediyor olduğunu kanıtlıyor. Eğer kuzey bölgelerde ve yüksek arazilerde görülen türlerdeki kayıplar iklim değişikliği sebepliyse ilerleyen senelerde çok daha ciddi kayıplara tanık olacağız, çünkü bu değişim daha yeni başlıyor sayılır” dedi. Goulson da 2007’de güney bölgelerde görülmeye başlanan ciddi arı ölümlerinin bu dönemde kullanıma sokulan ve şimdilerde yasaklanmış neonikotinoid içerikli pestisitlerin kullanımıyla açıklanabileceğini söylüyor.
Buglife Derneği’nden Matt Shardlow ise, “Pestisit yasağı arı güvenliğini önceliğe alarak düzenlenmediği ve yeşil sübvansiyonlar yaban alanları birbirine bağlayan koridorlar oluşturmayı amaçlamadığı sürece bu kayıpların çok daha kötüleşerek devam edeceğinden emin olabiliriz” diye uyarıyor.
Çeviren: Dila Balça Öğün (Gönüllü İletişim Ekibi)
Kaynak: The Guardian