Gözü bir kapatıp açtık, 10 yıl geçmiş…
Yazan: Güneşin Aydemir
Victor’a sordular: “Neden bu kadar çok kapı yaptın?” diye. O da “her meşrepten insan girebilsin diye” demişti. (Çamtepe binası içinde toplam 12 kapı var)
Çamtepe’nin hikayesini uzun uzun anlatmaya bir yıl ayırdık. 2020, Çamtepe’nin onuncu yılı kutlamaları ile sürecek bizim için.
Bir başlangıç olsun diye Buğday’ın sayfalarına yazalım dedik.
Başlangıç niyeti bir buluşma merkezi, buluşma alanı yaratmak olan Çamtepe Projesi’nin temeli 2005 yılında atıldı. Şehirde özenip, özendirdiğimiz kırsal yaşam nasıl oluyormuş merakı ve hevesiyle bir grup arkadaş Kazdağları’na bir ayağımızı attık. Şehirde yaşayan insanın kimliği, neye ihtiyacı olduğu konusunda da az bilgili sayılmazdık doğrusu. Bize göre, daha yeni yeni filizlenmeye başlamış olan ekolojik yaşam topluluğu (bu konulara kafa yoran dağınık insanlardan oluşan sanal ağ) için bir araya gelme, örnekler görme ve öğrenmeye dayalı bir paylaşma alanına ihtiyaç vardı.
Her birimizin cebinde sınırlı miktarda para, bilgi ve deneyim ve bolca da fikir vardı. Bütün kaynakları birleştirip Çamtepe’ye yatırdık. Düşüncemize göre bu kaynakları sadece kendimiz için harcarsak hem sonuçta yalnız kalacak, hem de çok verimsiz kullanmış olacaktık. Bu duygu ve düşüncelerle Çamtepe, yaşamın her alanına ekolojik çerçeveden bakan alternatif her türlü fikre, uygulamaya ve insana açık bir tohum olarak ekildi.
Varlığı ile, geleneksel Ege mimarisinin taş ustalığının değişik tekniklerini (toprak dam, sıva, örme gibi), yerel malzemeyi, enerjinin güneşten sağlandığı ve minimal sınırlarda yaşamın bir bütün olarak deneyimlendiği minyatür bir örnek oluşturur.
Geçen sürede, Çamtepe’nin fiziksel ihtiyaçları yanı sıra, bir topluluk merkezi olarak kendine özgü bir öğrenim alanı yaratmak için de uğraştık.
Çamtepe binası,
- Yaşam Okulu, Şifa Okulu, Ekolojik Sosyal Girişimcilik Dersi, Ekolojik Okuryazarlık Eğitimi, Gençler Kırsala Programı gibi kendi içinde bütüncül kapsamlara sahip programlara; masallara, müziğe, dansa ve pek çok muhabbete ev sahipliği yaptı.
- Farklı konularda derin uzmanlıkları olan insanları örüntü kavrayışı çerçevesinde buluşturdu, tanıştırdı. Yeni bilgi alanlarının oluşmasına aracılık etti.
- Deneyim kazandırdı. Teldolap ve sepetlerde gıda saklamayı, su küpünden su içmeyi, çukale ve tahta kaşıklar kullanarak yemek pişirmeyi öğretti. Kompost yapmayı, tahta kesmeyi, ateş yakmayı deneyimletti.
- Yabanıl doğa ile yakınlaştırdı. Akrepler, yılanlar ve çıyanlar dünyasıyla tanıştırdı. Karanlık gece gökyüzünü hiç görmemiş insanlara samanyolunu gösterdi, baykuş sesini duymamış olanları ormanda uyuttu.
Çamtepe denince Kütüphanesi de anılmayı hak ediyor. Yaşamın her alanına bir biçimde ekolojik yaklaşan enteresan yayınların olduğu bu kütüphane yıllar içinde oluştu. Ayrıca kıymetlimiz.
Eh bayağı bir şey de olmuş geçen 10 senede!
Hasadımızı görsel, yazılı ve yüz yüze buluşmalarla paylaşacağız.
Ve elbette, bu nadide parçamızın bir de emanetçiliği var. Çok sayıda canın el verdiği bu yapıyı sahiplenmek kolay değil, ancak emanetçilik. Genç bir kurum olarak Bir Tohum Vakfı bu görevi (ve daha başka pek çok görevi) üstlendi.
Çamtepe’nin duvarından aşağıya sarkan şakül (ki kendisi Çamtepe binasının yapımında kullanılan şaküldür), her daim doğanın kurallarını ve sorumluluklarımızı hatırlatır. Şimdiki sorumluluğumuz da geçen zamanı, yaptıklarımızı, kendimizi kutlamak.
Tek başına ve birlikte!
Çamtepe ve sanal uzantılarında buluşalım:
Facebook: @camtepe
Instagram: @camtepeyasammerkezi
Etkinliklerini duyurularinizi bekliyorum..saygilarimla..Cengiz Erdil…Gazeteci..ama emekli…gazete pencere yazari
Hayallerimin bir yerlerde gerçekleştiğini görmek beni mutlu ediyor..Karadenizin bir köyündenim. Benzer şeyleri yapabilmeyi çok istiyorum..Sizleri kutluyor,kolaylıklar diliyorum..