Salgından sonra gerçeğin çölüne mi dönüyoruz?
Dünyayı etkileyen Covid-19 salgını nedeniyle karbon emisyonları düşüyor, 2020 sonunda küresel emisyonların %5 azalacağı öngörülüyor. Peki salgın geçtikten sonra, kaldığımız yerden devam mı edeceğiz?
2020 alışılagelen yaşam pratiklerinin tüm dünyada büyük oranda değiştiği bir yıl oluyor. Daha az seyahat ediyor, daha az tüketiyor, daha az karbon ayak izi bırakıyoruz. Ama bunu gezegene verdiğimiz zararla ilgili farkındalık sebebiyle değil, Covid-19 nedeniyle alınan bireysel ya da kamusal önlemler sonucunda yapıyoruz.
Çin’de alınan karantina önlemleri nedeniyle emisyonlar yılın başında %25 düştü. Uydu görüntülerini inceleyen bilim insanları azot dioksit (NO₂) emisyonlarının Kuzey İtalya, İspanya ve İngiltere’de bir önceki yıla göre azaldığını belirtiyor. Mart ayında dünya çapında yaklaşık 1 milyon uçuş iptal edildiğinden, havaya 28 milyon ton daha az karbondioksit salımı oldu.
Hiç kimsenin niyeti insanların hayatını kaybetmesine neden olan bir salgından sevindirici sonuçlar çıkarmak olmasa da, ortada gezegenin biraz da olsa nefes almasına vesile olan bilimsel veriler var. Bu veriler kanıtlıyor ki, eğer Covid-19 için olduğu gibi, küresel bir seferberlik yapılırsa ve gereken önlemler alınırsa karbon emisyonları düşürülebilir.
İklim acil durumu ilan edilmesi, Türkiye’deki iklim aktivisti çocuklar da dahil, tüm dünyada dile getirilen en önemli taleplerden biri. Yani yıllardır yaşanan şey bir kriz hali ve aynı Covid-19 gibi acilen önlem alınması gerekiyor. Salgının geçmesini, geri dönülemez noktaya ulaşmayı beklemeden, bu önlemlerin hemen alınması gerekiyor:
Önlem alınmazsa salgından sonra bizi bekleyen gerçeğin çölü:
- Copernicus İklim Değişikliği Hizmeti’nin (C3S) 1855’ten bu yana topladığı verilere göre 2019 Aralık ve 2020 Ocak ve Şubat aylarının Avrupa’daki ortalaması 2015-2016 kışına göre 1.4 derece daha fazlaydı. 1981-2010 yıllarının ortalamasının ise 3.4 derece üzerinde geçti.
- 2050 yılına kadar sıcaklık stresi, yetersiz beslenme ve doğrudan etkiler sonucu 7 milyon can kaybı yaşanacağı tahmin ediliyor.
- Küresel ölçekte, türlerin küresel ısınmaya bağlı olarak karşı karşıya kaldığı risklere bakıldığında, ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırdığımızda dahi böceklerin yüzde 6’sı, bitkilerin yüzde 8’i ve omurgalıların yüzde 4’ü bu etkilere maruz kalıyor. Eğer bu senaryodan yarım derece daha fazla ısınmayı göze alır ve 2°C’de durursak böceklerin yüzde 18’i, bitkilerin yüzde 16’sı ve omurgalıların yüzde 8’i doğrudan etkileniyor.
- İngiliz Ornitoloji Vakfı’nın yürüttüğü Sulak Alan Kuş Araştırması’na göre, Birleşik Krallık’taki su kuşu popülasyonlarında azalmalar gözlemlendi. Bu azalmaların başlıca etkeni olarak iklim değişikliği gösteriliyor. Birleşik Krallık’ta yaşayan Avrupalı beyaz alınlı kazlar ılıman geçen kışlarda anakarada kalarak kıyılara doğru ilerlemediklerinden dolayı 1993 yılından beri %70 oranında azaldı.
- BM verilerine göre 1 milyon türün nesli iklim krizi nedeniyle tehdit altında.
- Ülkemizin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisidir. Akdeniz Havzası’nda gerçekleşecek 2°C’lik bir sıcaklık artışı, beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış, kuraklık ve bunlar dolayısıyla biyolojik çeşitlilik kaybı, turizm gelirlerinde azalma, tarımsal verim kaybı ve en önemlisi kuraklık olarak etkilerini hissettirecek.
Salgını atlatacağız; peki ya iklim krizini?
“Bugün evlerimize kapanabiliyoruz ancak yarın, uzmanların yıllardır uyarıda bulunduğu iklim değişikliklerinin neden olacağı kuraklık, göç ve hastalık gibi sorunlar karşısında ne ellerimizi yıkamak ne de eve kapanmak çare olacak. Virüsün geleceğini bilmiyorduk ama su ve toprak kirliliğinin, ormansızlaşmanın, biyolojik çeşitliliğe yönelik tahribatın, savaşların, iklim değişikliklerinin neden olacağı yıkımı biliyoruz. Bu yüzden enerjiden tarıma, sağlıktan eğitime, barınmadan ulaşıma kadar bütün gereksinimlerimiz konusunda gelecek kuşaklara karşı sorumlu politika ve stratejiler geliştirmeliyiz.”
Koronavirüs, ekolojik dönüşüm için fırsat sunuyor – Buğday Derneği
Yazan: Turgay Özçelik
Kaynaklar: İklim Haber, The Guardian, WWF-Türkiye, Buğday Derneği