Yaşamı savunan belgesel önerileri
“Biz Buğday Derneği’nde korkulu masallara çok yüz vermiyoruz, masaldan çabukça ders çıkartıp bugün yapabileceklerimize dönüyoruz yüzümüzü samimiyet ile. Hep birlikte, sizinle de.”
Victor Ananias
Buğday Derneği olarak, bizi dönüştüren, ekolojik yaşam mücadelemizde bize ilham veren belgeselleri sizin için derledik.
Baraka (1992)
Bu deneysel belgesel, dünyanın çeşitli bölgelerinden nefes kesici doğa görüntüleri eşliğinde, insanın yaşadığı gezegene karşı yaklaşım biçimlerini gözler önüne seriyor. Belgesel iki bölümden oluşuyor ve iki bölüm birbirinden farklı sorular soruyor. Bozulmamış doğa içerisindeki ilk insanlar, doğanın sanatı ve halen daha yaşamakta olan en eski kültürler belgeselin temalarından birkaçı. Bir yanda volkanik oluşumlar, buzullar, şelaler; diğer yandaysa trafik sorunu, endüstriyel üretim ya da sigara gibi sorunlar yer alıyor. Doğa ve insanoğlu arasındaki ilişki yaşam zincirinin hassas dengelerinden biri ve bu durum belgeselde hafızalardan çıkması zor görüntüler halinde sunuluyor. Belgeselcilikte yeni ve özgün bir üslup tutturan ve büyük bir ilgiyle karşılanan Baraka‘nın yönetmen koltuğunda Ron Fricke bulunuyor.
Şişelenmiş Suyun Hikayesi (2010)
Şişelenmiş Suyun Hikayesi, Amerikalıların musluktan bedava akan temiz suya rağmen her hafta yarım milyondan fazla plastik şişede su satın almalarını sağlayan, yapay bir şekilde yaratılmış talebin hikayesini anlatıyor. Sekiz dakikada şişe suyu endüstrisinin musluk suyuna saldırılarını ve baştan çıkarıcı “çevreci” reklamlarının şişe suyu kullanımının neden olduğu plastik atık dağlarını örtbas etmek için nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor. Film izleyicilere, pet şişede su tüketiminden kaçınmaları ve temiz çeşme suyu için kamu yatırımlarını talep etmeleri ve desteklemeleri için çağrıda bulunuyor.
Samsara (2011)
Samsara (2011), Ron Fricke’nin Baraka’dan (1992) sonra yönetmenliğini yaptığı ikinci uzun metraj film. Samsara, “yaşamın sürekli dönen çemberi” anlamına gelen bir Sanskrit kelime. Bu kelime, yönetmenlerin hayatlarımızı belirleyen sıradışı ve güçlü bağlantılar zincirini belirtme konusunda ilham kaynağı olmuştur. Samsara filmi, dört yıllık bir süreç boyunca dünya üzerindeki 25 farklı ülkede ve 100 farklı yerleşim yerinde çekildi. Dünyanın en uzak köşelerinde kameraya alınan görüntüler, insanlığın sonsuzlukla kurulu ilişkisini gözler önüne seriyor. Filmin yönetmeni Ron Fricke, kutsal mekanlar, endüstriyel bölgeler, doğa harikaları ve felakete uğramış yerleşim yerlerini ziyaret edip bu farklı yerlerden olağandışı görüntüler elde ediyor; bu manzaraları kişisel yorumlarını eklemeksizin doğanın kendi yorumuna bırakıyor.
Mutluluğun Ekonomisi (2011)
Mutluluğun Ekonomisi, altı kıtadan gelen köklü ekonomik değişim çağrılarını seslendiriyor. Film aynı anda iki zıt yönde ilerleyen bir dünyayı anlatıyor. Bir yanda, devletler ve büyük şirketler ittifak içinde küreselleşmeyi ve şirket gücünün yerleşmesini desteklemeyi sürdürürlerken diğer yandan, dünyanın her yanında bu politikalara direnen insanlar ticaret ve finans alanlarının yeniden düzenlenmesini talep ediyorlar ve eski güç kurumlarından uzakta, çok farklı bir gelecek oluşturuyorlar. Topluluklar bir araya gelerek daha insani ölçekli, ekolojik ekonomiler inşa ediyorlar ve bunu yeni bir paradigma üzerine yerleştiriyorlar: yerelleşme ekonomisi. İklim değişikliği ve petrol üretiminin üst sınırının aşılmış olması bize fazla seçim şansı vermiyor: yerelleşmemiz ve ekonomiyi eve getirmemiz lazım. İyi haber şu ki, bu yönde ilerlediğimiz zaman yalnızca dünyayı iyileştirmekler kalmayacak, kendi refahımızı da geri kazanacağız. Mutluluğun Ekonomisi bizden insanlığa olan inancımızı tazelememizi talep ediyor ve daha iyi bir dünya inşa etmenin mümkün olduğuna inanmaya çağırıyor.
Gerçek Değer (2013)
Jesse Borkowski tarafından çekilen bağımsız bir yapım olan Gerçek Değer, günümüzün düşünce liderleri ve sosyal girişimcilerinin iş dünyasını sosyal değişim için bir güç olarak nasıl yeniden tasavvur ettiğini araştırıyor. Bu sosyal girişimcilerin kâr elde etmek yerine öncelikle gezegene ve insanlara odaklanarak nasıl kendi toplumlarında uzun vadeli sürdürülebilir değerler yarattıklarını aktarıyor.
Hey Geçi (2014)
Hey Geçi, göçebe çobanların geçim kaynağı haklarını destekleme ve korumaya dair farkındalık yaratma amacı taşırken onların kültürel koruma pratiklerini ve bu pratiklerin bölgenin biyo-çeşitliliğinin geliştirilmesinde nasıl etkileri olduğunu anlamayı da amaçlıyor.
Permakültür Perspektifiyle Yaşamak (2015)
Permakültür Perspektifiyle Yaşamak bugün yüzleşmekte olduğumuz çevresel sorunları ve Permakültür denilen ekolojik tasarım süreci sayesinde geliştirilen çözümleri inceliyor. Permakültür, yıkıcı etkilerimizi telafi edebilmek üzere ekosistemlerin kendi prensiplerini kullanan bir tasarım bakış açısıdır. Çoğunlukla Amerika’nın Kuzeydoğu ve Orta Batı bölgelerine odaklanan Permakültür Perspektifiyle Yaşamak, permakültürcülere ve kırdan banliyöye ve kentsel peyzaja kadar samimi bir biçimde bakmamızı sağlıyor.
Sürdürülebilirlik Yükselişte (2017)
Sürdürülebilirlik kavramı, 21. yüzyıl gerçekliğinin tanımlayıcı özelliklerinden biri haline geldiğinden dolayı son 20-30 yıl içinde olağanüstü bir şekilde popülerlik kazandı. Bugün sürdürülebilirlik terimi, dünyaya ve bizim dünyadaki yerimize yaklaşımımızdaki değişikliği de kapsıyor. Bu yeni sürdürülebilirlik modeli, ekonomimizi her yönden etkileyeceği için 21. yüzyılda sistemleri nasıl yönettiğimiz ve tasarladığımız üzerinde temel ve yaygın bir etkiye sahip olacaktır. Bu film, sürdürülebilir ekonominin yeni bir biçimi ortaya çıktıkça ekonomilerimizin yapısındaki devamlı dönüşümü inceliyor.
The Biggest Little Farm (2018)
Kendilerini, bilinen en eski ve sürdürülebilir tarım yöntemi olan biyodinamik tarım yöntemiyle bir çiftlik kurup yönetmekle sınayan John ve Molly’nin 7 yılını gözlemliyor belgesel. Bu süreçte iki şehirli, sadece toprağı işleyip çiftliği idare etmekle kalmıyor; aslında küçük bir ekosistem oluşturuyor. Ekosisteme akıllarda sıkı bir yer edinecek Emma adlı bir domuzun ve onun en yakın arkadaşı horoz Greasy’nin de aralarında olduğu birçok hayvanı dahil ediyorlar. Ancak oluşturdukları ekosistemde müthiş bir uyumun peşinde olan ikilinin karşısına doğanın çetrefilli yolları çıkıyor ve bizler de doğanın karmaşasında hayatta kalmaya çalışan çiftin mücadelesine tanık oluyoruz.
Yaren (2020)
Bundan tam 9 sene önce başladı balıkçı Adem Amca ve Yaren Leylek dostluğu. Uluabat Gölü kenarındaki Eskikaraağaç Köyü’nde yaşayan Adem Amca’nın, kayığına konan bir leyleğe balık vermesiyle başladı her şey. Leylek her sabah gelmeye, Adem Amca da her sabah onu beslemeye devam etti. Bu dostluk kimsenin haberi olmadan tam 4 sene sürdü. Daha sonra Karacabeyli doğa fotoğrafçı Alper Tüydeş tesadüfen bu ilişkiyi öğrendi ve köyün muhtarı Rıdvan Çetin’in “Yaren” adını taktığı bu leylekle Adem Amca’nın dostluklarını belgeleyip tüm dünyaya duyurdu. Gazetelere, televizyonlara haber olan bu hikaye ders kitaplarına girdi, tiyatro oyunlarına konu oldu ve 7’den 70’e herkesin kalbini ısıttı. Ve, Burak Doğansoysal’ın yönetmenliğini yaptığı “YAREN” belgeseline konu oldu.
Çekya’da düzenlenen Prag Film Ödülleri’nde en iyi belgesel seçilen “Yaren” belgeselinin prömiyeri, evde kalan izleyicilerin kolay erişimi için 4 Nisan 2020’de online olarak gerçekleştirildi.
Günü inkar etmemekle beraber, yaşamın bütünlüğüne ve gücüne sonuna kadar inandığımız yarınları hep birlikte ve eksiksiz yaşamak umuduyla, iyi seyirler.
bilgilendirme için teşekkür ederiz.
Liste için teşekkürler. Burdaki belgeselleri de bir incelemenizi tavsiye ederim: https://olefilm.com/kategori/belgesel/
Merhaba, her yerde bulunmayan filmleri incelemişsiniz, teşekkürler çalışmanız için..