Ekolojik kıyameti durdurabiliriz, durdurmalıyız!
Tüketim odaklı davranışlarımızın doğaya verdiği zarar giderek büyüyor. Yapılan incelemeler kanatlı böcek nüfusunun %75 oranında azaldığını ortaya koydu.
Almanya’da yapılan ve The Guardian tarafından haberleştirilen araştırmada son 25 yıl içerisinde kanatlı böceklerin sayılarının %75 azaldığı tespit edildi. Arı nüfusunun azalmakta olduğu biliniyordu, bu araştırmayla sadece arıların değil, genel olarak bütün kanatlı böcek türlerinin tehlikede olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış oldu.
Kanatlı böcekler, bitkiler için tozlaşmayı sağlarlar ve diğer pek çok hayvan için besin kaynağıdırlar. Onların yok olması, dünya üzerindeki yaşamın da tehlikede olduğu anlamına geliyor. Araştırmanın yazarlarından Sussex Üniversitesi Yaşam Bilimleri Profesörü Dave Goulsan, kanatlı böcek nüfusundaki azalmayı ekolojik bir kıyamete doğru ilerleme olarak yorumluyor ve uyarıyor: “Böcekler giderse, her şey biter!”
Araştırmacılar kanatlı böcek nüfusunun azalmasının tam nedenini bilemese de, tarımda kullanılan pestisitlerin, doğal alanların yok edilmesinin ve iklim değişikliğinin bu durumun nedeni olduğunu tahmin ediyorlar.
Peki Türkiye’de durum ne?
Erciyes Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Evrim Karaçetin, ülkemizdeki kanatlı böcek nüfusunun da Avrupa’daki gibi düşüş eğiliminde olduğunu belirtiyor. Karaçetin’e göre söz konusu araştırma oldukça can sıkıcı ve ekosistem açısından tam bir felaket.
Evrim Karaçetin’in konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Böcekler, çiceklerin tozlaşmasından tüm maddelerin dönüşümüne, ekosistemlerdeki besin ağlarının ayakta tutulmasına kadar pek çok görev üstleniyor. Uzun yıllardır dünya çapında yapılan kırmızı liste çalışmaları, böceklerin tür sayısında düşüşler gözlendiğini göstermekteydi. Hatta Avrupa’da yapılan düzenli sayımlar sonucunda, bazı çok yaygın görülen kelebeklerin bile popülasyonlarında son on yılda %25’lere varan düşüşler olduğu biliniyordu. Ancak son yayın, tükenme hızının çok daha fazla olduğunu ve sadece çeşitlilik değil, birey sayılarında da düşünülenden çok daha fazla bir yok oluş olduğunu gösteriyor. Bu yok oluş da, besin ağının alt katmanlarında bulunmaları nedeniyle zincirleme olarak diğer tüm canlıları etkileyecek düzeyde önemli.
Türkiye’de uzun yıllar boyunca düzenli olarak aynı bölgede sayım yapmadığımız için aslında tam olarak ne gerçekleşiyor bilimsel olarak söyleyemiyoruz. Ancak, gözlemlerimize göre topraklarımızda yaşayan böcekler de Avrupa’daki düşüş eğilimlerini yansıtıyor. Böcekler arasında en göz alan türlerden kelebeklerle ilgili yaptığımız bu gözlemlerde, özellikle şehir çevresinde ve tarım alanlarına yakın bölgelerdeki gözlem alanlarında on beş yıl öncesindeki bolluğu göremiyoruz. Bilimsel araştırmalarla sabitlenmiş bir düşüş var diyemesek de, benzer düşüşleri yaşıyor olmamız çok büyük olasılık.
Tüm dünya çapında yaşanan bu sonucun en büyük sebebi insan ve insan faaliyetleri. Ve maalesef bu faaliyetleri tek bir kategoride toplamak çok zor, tek tür bitkilerin büyük alanlara ekildiği sanayi tarımı ve tarım kaynaklı kimyasal ilaç kirliliği ana sebeplerden biri sayılabilse de, hava kirliliğinden, doğal alanların yok edilmesine, toprakta azot kirliliğinden, sucul sistemlerin kirletilmesine kadar pek çok ana etmen verilebilir bu böcek ölümlerinin altında yatan neden olarak”.
Ekolojik kıyameti önlemek için hepimize görev düşüyor
Buğday Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Oya Ayman, doğadaki tüm canlıların önemli ve vazgeçilmez olduğuna dikkat çekerek, herkesi ekosistemi korumak için göreve çağırıyor.
Oya Ayman’ın çağrısı:
“Böcekler, kuşlar, solucanlar, memeliler, sürüngenler, bakteriler… Her bir türün doğanın dengesi için önemi var. Bir tür azaldığında diğeri artıyor ve bu artış, diğer türleri etkiliyor ve dengeyi bozuyor. Tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar böceklerin, kuşların ölümüne neden oluyor. Enerji üretiminden ulaşıma kadar çeşitli insan faaliyetleri nedeniyle meydana gelen iklim değişikliği, böceklerin üremesinden, yiyeceğe erişimine kadar yaşam döngülerini etkiliyor. Evlerden ya da sanayiden yayılan kimyasal atıklar böcekler gibi pek çok türün yok olmasına neden oluyor. Bu yok oluşu tersine çevirmek ve doğanın iyileşmesi için herkese görev düşüyor. Doğa dostu üreticiyi destekleyecek türetim alışkanlıkları edinmek, doğaya zarar vermeden üretilmiş ve taşınmış ürünler satın almak, banyodan mutfağa kimyasal deterjan ve kozmetiklerden uzak durmak, ekolojik, yerel gıdalar satın almak ve yiyeceklerimizi mümkün olduğunca kendimiz üretmek sadece böceklerin değil, her biri doğanın parçası olan bütün türlerin devamlılığı için gerekli.”