Ekolojik Tarımda Bitki Koruma Yöntemleri – 1
İnsana ve doğaya zarar veren tarım zehirleri (pestisitler), yıllardır çiftçilerimize ve bize vazgeçilmez olarak sunuluyor. Oysa pestisitsiz gıda mümkün… Daha önce Buğday Dergisi’nde yayımlanan bu yazı dizisi, ekolojik tarımda kullanılan alternatif yöntemleri anlatıyor.
- Yazan: Hilal Caber [Bu yazı daha önce Buğday Dergisi’nin 30. sayısında (2005) yayımlanmıştır.]
Bugüne kadar artan dünya nüfusunu doyurmak için tarımsal üretimde verim ve üretim artışı ana hedef oldu. İnsan ve çevre sağlığının korunması, ürünün kalitesinin iyileştirilmesi, üretim girdilerinin azaltılması hep ikinci planda kaldı. Yoğun girdi kullanımı, pestisit ve kimyasal gübrelerin bilinçsizce uygulanması, su kaynaklarının kirletilmesi ve toprak yapısının bozularak toprak erozyonunun göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmasıyla insanlık tek eliyle kapattığı gözlerini açtı ve korkunç gerçekle karşılaştı. Bu da insanlığı çözüm arayışına yöneltti. Sağlıklı bir tarımsal yapı yaratmak için ekolojik tarım geliştirildi.
Ekolojik tarım; ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içerir. Ekolojik tarımda pestisitler ve kimyasal gübreler kullanılmaz. Organik ve yeşil gübrelemeyi, münavebeyi, toprağın korunmasını, bitki direncini artırmayı, biyolojik mücadeleyi önerir.
Bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluşturulmasını talep eder. Üretimde verim artışının yanında ürünün kalitesinin de yükselmesini amaçlar.
Doğaya yabancı, ona fazlasıyla müdahale eden kalıntı sorunu yaratarak canlıların yaşamını tehdit eden, biyolojik çeşitliliği azaltan pestisit kullanımını sınırlayan ekolojik tarım, önce kültürel önlemlerin desteğiyle sağlıklı bir toprak ve çevre yapısı oluşturarak, pestisit yerine bitki beslenme maddeleri ile bitkinin doğal dayanıklılığını artırıcı maddeleri kullanarak hastalık ve zararları kontrol altında tutmaya çalışır.
Ekolojik tarımda; kültürel önlemleri mekanik savaş, fiziksel savaş, biyo-teknik yöntemler, biyolojik savaş, bazı kimyasallar gibi bitki koruma yöntemleri kullanılır. Bu makaleden başlayarak tüm mücadele yöntemlerini sırasıyla size aktaracağız.
KÜLTÜREL ÖNLEMLER
Uygun toprak seçimi
Ekolojik tarımda toprak sağlığı, bitki sağlığı demektir. Toprak canlı bir varlıktır ve bitkilerin sağlıklı bir şekilde yetişip, kaliteli ürün vermesi buna bağlıdır. Nasıl ki her bitkinin belirli bir toprak ihtiyacı varsa (toprak suyu, toprak PH’sı, toprak sıcaklığı gibi) hastalık ve zararlının da tercih ettiği bir toprak yapısı vardır. Önemli olan bitkinin ihtiyaçlarına uygun ama hastalık ve zararlının da ihtiyaçlarına aykırı bir toprak seçimi yapmaktır. Örneğin “asma zararlısı filoksera (Vİteus vitifoliae) yüzde 60’tan fazla kum içeren toprakları sevmez. Öyleyse asma, güneye bakan yamaçlarda, kumlu topraklarda daha rahat yetiştirilir. Bir başka örnek; zeytin bahçeleri ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde kurulmamalıdır. Çünkü zeytin kara koşnili ve zeytin halkalı leke hastalığı bu tip toprakları çok sever.
Dengeli gübreleme
En önemli kültürel önlemlerden biri olan gübrelemede esas olan yine toprak sağlığıdır. Bitkiyi değil, toprağı gübreleyip besleyerek hastalık ve zararlılara karşı önemli bir koruma yapılabilir. Dengesiz bir gübrelemede karşılaşılan sorunlarla yüz yüze gelmemek için (hastalık ve zararlı sorunu, fizyolojik bozukluklarda meydana gelen ürün kayıpları gibi) dengeli bir gübreleme yapılması gerekir.
Gübreleme yaparken çiftlik gübresi kullanılacaksa birçok yabancı ot tohumunun canlı olarak tarlaya taşınmaması için bu gübrenin iyice yanmış olması gerekir. Her yıl tarlaya uygulanan hayvan gübreleri ve organik atıklar ‘dana burnu (Gryllotapla gryllotalpa)’ ve ‘haziran böceği (Polyphylla fullo)’ gibi zararlıların çoğalmasına neden olabilir. Bunu önlemek için bu tür gübreleri tarlaya sırayla vermek gerekir.
Ekolojik tarımda toprağı beslemede ve gübrelemede hayvan gübresi, yeşil gübre ve kompost kullanıldığı gibi toprak iyileştiricileri denen ham fosfat, kaya unu, odun külü, kireç, dolamit, hümik asit, alg kireci gibi maddeler de kullanılır.
Dayanıklı bitki tür ve çeşitleri
Her bitkinin bazı zararlılardan ve hastalıklardan etkilenmesi farklıdır. Bu, bitki çeşidinin zararlı veya hastalığa karşı dayanıklılığının farklı olmasından kaynaklanır. Bundan yararlanarak hastalık ve zararlılarla mücadele edilebilir. Bazı bitkiler, doğal yapılarından kaynaklanan nedenlerle zararlıların beslenme, sığınma, yumurta bırakma gibi davranışlarına uygun olmadıkları için tercih edilmezler. Örneğin bitkilerin tüylü olması, rengi, kokusu ve tadı, mum tabakasıyla kaplı olması, bazı böcekleri iter. “Akdeniz meyve sineği” limon kabuğunun içerdiği eterik yağlar nedeniyle limonda yaşama imkanı bulamaz. Yoncaların yaprak bitlerine karşı dayanıklılığı şeker noksanlığından ileri gelir. “Fındık kurdu (Curculio nucum)” kabuğu sert ve kalın olması nedeniyle karafındık çeşidini tercih etmez.
Ekim ve dikim sağlığı
Birim alanda yetişebilecek optimal bitki sayısı her kültür bitkisi için farklıdır. Belirlenmiş olan bu ekim ve dikim sıklığı dışında yapılan işlemlerde ya bitkiler zayıf gelişir ya da hastalık ve zararlıların kolay üremesine meydan verecek bir ortam oluşur. Örneğin ağaçları çok sık dikilmiş meyve bahçelerinde yaprak bitleri, koşnil ve kabuklu bit zararı daha çok olur. Ya da zayıf ve seyrek yetişen yoncalar tarlada iyi bir gölgeleme yapamaz; bu da sıcaklığın artıp “yonca hortumlu böceği”nin larvasının gelişmesine olanak verir.
Ekim-dikim zamanının ayarlanması
Burada amaç; bitkiyi erken veya geç ekip-dikerek bazı zararlıların yumurta bırakmasını önlemek veya zararlıya karşı hassas olduğu dönemi, böceğin henüz ortaya çıkmadığı ya da zararlı sayısının artmadığı döneme denk getirerek bitkiyi korumaktır. Örneğin, geç ekilen fasulyeye “baklagil tohum böcekleri (Bruchus spp.) daha az zarar verir. “Şeftali kara lekesi (Cladosporium carpophilumTheum)”nin sorun olduğu yerlerde bahçe kurarken erkenci şeftali çeşitleri tercih edilmelidir.
Sulama ve drenaj
Sulama ile bazı böceklerin gelişmesini engellenirken, bilmeden bazılarınınki de teşvik edilebilir. Bu ilişki iyi kurulduğunda başarılı bir koruma sistemi geliştirilmiş olunur. Suyu fazla tutan topraklarda toprak kökenli hastalıklar sorun oluşturur. Bu nedenle özellikle meyve bahçeleri ve sebze tarlalarında fazla suyun birikmesine engel olmak için drenaj yapılmalı, toprağın havalanması sağlanmalı, hatta mümkünse damlama sulama sistemi kurulmalıdır. Birçok zararlının biyolojisi takip edilerek sulama zamanlarının ayarlanması mücadeleyi kolaylaştırır.
Ekim nöbeti
Bir ekolojik tarım işetmesine mümkün olduğunca zengin bir ürün deseni yaratılmalıdır. Ekim nöbetinde derin-sığ köklü, azot alan-veren, yavaş-hızlı gelişen, organik maddece artıran-azaltan, yapraklı-saplı, yabancı otları bastıran-bastırmayan bitkilerin sırayla tarlaya gelmesine özen gösterilir. Böylece toprak yorgunluğu önlenmiş, önemli ölçüde azaltılmış olur. Örneğin, buğday, yulaf ve arpada zararlı “kırmızı bacaklı hububat akarının (Penthaleus major)” zararı aynı tarlaya iki yıldan fazla üst üste hububat ekilmeyince önlenebilir. “Lahana gal böceği (Ceutorrhynchus pleurostigma)” ile bulaşık arazilerde üst üste lahana, karnabahar ve turp ekilmemelidir. Bir başka öneri ise patates bitkisi “tel kurtları”na karşı hassastır, sayısının fazla olduğu yerlerde ardından yonca yetiştirilmesi oldukça etkilidir.
Budama ve gençleştirme
Meyve ağaçları gibi çok yıllık bitkilerde yapılan normal budamalarla ve gençleştirmek amacıyla yapılan aşırı budamalarla bitki sağlam bir şekilde gelişeceğinden hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı artar. Budamayla bitki üzerindeki zarar görmüş ve hastalıklı bölge kesilip atılmalı ve tarladan uzaklaştırılmalıdır. Böylelikle hastalık ve zararlı etmeniyle de bulaşma önlenmiş olur.
Hasat zamanı
Bir bitkide zararlının zarar yaptığı dönem başlamadan hasat yapılırsa bu zararın önüne geçilir. Yani yabancı ot tohumu tarlaya düşmeden önce veya zararlının zarar yapacağı dönemden önce hasat yapılmalıdır. Örneğin buğdayda hasat geciktirildiğinde “buğday sap arısı (Cephus pygmaeus)” larvası buğdayın saplarını keserek tüm ürünün toprağa dökülmesine neden olur. Ya da fasulye ve mısırın erken hasat edilmesiyle “fasulye tohum böceği (Acanthoscelides obtectus) ve mısır biti (Sitophilus zeaamais)” zararından kurtulmaları sağlanabilir. Pamukta erken ekim ve bunun sonucunda erken hasat “pembe kurt (Pectinophora gossypiella)” zararını azaltır.
Tuzak ve örtü bitkisi
Tuzak bitkilerle, yetiştiren bitkilerin arasına zararlıların çok sevdiği ve tercih ettiği bitkilerin ekilip zararlının bitkiler üzerinde toplanması sağlanır ve bu bitkiler daha sonra imha edilerek zararlıdan kurtulmuş olunur. Örtü bitkisinde ise; doğal düşman yoğunluğunu artırıcı ve zararlının yoğunluğunu azaltıcı özellikler dikkate alınarak yapılan seçim ve yetiştirme planıyla, zararlı yönetimiyle birlikte doğal denge de sağlanmış olur. Örtü bitkisi aynı zamanda yabancı otların çimlenmesini ve çıkışını önler. Domates tarlalarında örtü bitkisi olarak çeltiğin yetiştirilmesiyle yabancı ot sorunu ortadan kalkar. Örtü bitkisi olarak şalgam yetiştiriciliğinde yabancı ot sorunu ve solgunluk hastalığı büyük ölçüde azaltılır. Örneğin “elma iç kurdu (Cydia pomonella)”nın yüzde 36,1 oranında zarar verdiği, örtü bitkisi olmaması durumunda ise zararın yüzde 45’e çıktığı saptanmıştır.
Toprak işleme *
Toprak işleme bitkinin kök sistemini geliştirir, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığını artırır. Topraktaki zararlılarla iyi bir mücadele yöntemidir. Örneğin, Kök-ur nematodlarıyla (Meloidogyne spp.) bulaşık tarla ve seralarda bitkilerin bulunmadığı sıcak aylarda 15 gün ara ile en az iki kez yapılan derin işleme olumlu sonuç verir. Ya da “ekin güvesi (Syringopais temperatella)” ile mücadele için tarlanın biçilmesinin ardından en az 10 cm derinlikte sürüm yapmak yumurta ve tırtıllarını ortadan kaldırmak için iyi bir yöntemdir. Mercimek tarlaları ekime hazırlanırken derin sürülerek gelecek yılın zararlı sayısını azaltmada önemli bir adım atılmış olunur.
Zararlılarla mücadelede ve toprak sağlığı açısından da tarlada kalan bitki atıklarının yok edilmesi önem taşır. Örneğin “mısır kurdu (Ostrinia nubilalis)” kışı tarlada kalan mısır sapları içinde geçirirken, “yaprak galeri güveleri” ve “kırmızı örümcekler” gibi zararlılar yere dökülmüş yapraklarda veya bunların aralarında kışı geçirir. Bu yaprakların kış başlarında toplanıp dökülmesi ve bazı durumlarda yakılması bu zararlıların azalmasında çok önemlidir.
*Editör notu: Günümüzde toprak işleme konusu tartışmalıdır. Toprağın işlenmesi, sadece zararlı olarak görülen organizmalara değil, topraktaki faydalı organizmalara da zarar verir. Bu konu başka bir yazıda işlenecektir.
Kaynaklar
Yaşar Akıncı, N.Ö. Altındişli, T.Kılıç, 2003, Tarımsal Savaşın İlkeleri, Organik Tarımda Kullanılacak Yöntemler
Eto Organik Tarım Eğitimi Ders Notları, 2002
[…] Geçtiğimiz ay başladığımız Ekolojik Tarımda Bitki Koruma Yöntemleri yazı dizimize devam ediyoruz. Bu kez, bitki korumada kullanılan iki ayrı mücadele yöntemini alt başlıklarıyla sizlere aktarıyoruz. Mekanik ve fiziksel savaş. […]
[…] Ekolojik Tarımda Bitki Koruma Yöntemleri – 1 http://www.bugday.org/blog/ekolojik-tarimda-bitki-koruma-yontemleri-1/ […]