Kış Aylarında Doğa ile Bağınızı Güçlendirecek Öneriler
Kış aylarının gelmesi, havaların soğumasıyla birlikte açık havada geçirdiğimiz zaman azaldı. Ama bu doğa ile bağlantımızın azalacağı anlamına gelmiyor.
Doğa ziyarete gittiğimiz, boş vakitlerimizde aktivite için kullandığımız bir yerı değil. Doğa bizim de parçası olduğumuz, canlı cansız tüm varlıklarıyla, her biri kendi içinde ve birbiriyle ilişki halinde bütün olarak dönüşüm, değişim içinde bir sistem. Şehirdeyken de doğanın içindeyiz, ormandayken de. Uçakla bir yere giderken bile doğadan ayrılmış olmuyoruz ve nerede ne yapıyor olursak olalım faaliyetlerimiz doğanın işleyişini muhakkak etkiliyor. Nefes alıp vererek de canlı cansız milyarlarca varlığın birbirini etkilediği karmaşık ilişkiler ağına katılmış oluyoruz. Doğaya, onun parçası olan tüm varlıklara ve aynı anda kendi doğamıza yaptığımız etkinin tahrip edici mi yoksa onarıcı mı olacağı ise tercihlerimizle doğrudan bağlantılı.
Yine de çoğunlukla doğal varlıklarla bahar ve yaz aylarında bağlantı kurduğumuzu düşünüyoruz. Oysa kış aylarında da doğayla bağlarımızı güçlendirecek o kadar çok şey var ki…
- Gece-gündüz geçişini izleyin: Güneşin doğuş ve batışı esnasında gündüz ve gece arasındaki geçişlerde sıcaklık, renkler, nem, bazen rüzgâr değişir. Çiğ oluşmaya ya da güneş ile birlikte ortadan kalkmaya başlar.
Gün batımı saatlerinde ufak bir yürüyüşe çıkarak günün nasıl geceye döndüğünü, havanın yavaş yavaş karardığını izlemek, doğanın en temel döngülerinden birini hissetmek için güzel bir yol olabilir. Alacakaranlıkta yürürken gökyüzündeki ışığın nasıl azaldığını görmekten daha fazlasını yaşarız: Sıcaklığın azaldığını, nemin değiştiğini yüzümüzde hissederiz. Şehirdeysek trafikte, kırsaldaysak topraktaki değişimi gözlemlemek kendi döngülerimiz ile doğanın döngüleri arasındaki uyuşmaları ve farklılaşmaları görmemize ve doğa ile kurduğumuz bağı sorgulamamıza olanak tanır. Günbatımı saatleri çalıştığınız için veya başka bir sebepten ötürü size uygun değilse, ufak yürüyüşlerinizi günün farklı saatlerinde yapın. Farklı saatlerde nelerin nasıl değiştiğini gözlemlemeye çalışın. Hatta kış aylarında hava daha geç aydınlandığı için gün doğumu saatleri de yürüyüş yapmak için değerlendirilebilir.
- Hava durumunu gezegen açısından düşünün: Kışın belki de en çok farkında ve bağlantıda olduğumuz doğa olayı yağışlar. Hava durumuna bakarak giyiniyor, trafik durumunu düşünüyor ya da yağmura göre ayarlamamız gereken işleri yoluna koymak için önlemler alıyoruz. Bir pazar günü havanın güneşli ve sıcak olmasını dileyebilir, duygusal olarak melankolik hissettirdiği için havanın bulutlu olmasını tercih etmeyebiliriz. Oysa biz, planlarımız yağmur yağdığı için iptal oldu diye üzülürken ekim yapmak için haftalardır yağmur bekleyen bir buğday çiftçisi tüm geçimini sağladığı toprağı, suya kavuştuğu için sevinebilir.
Kışın gerçekleşen hava olaylarında doğanın döngülerini ve bu yağışın, döngülerin sağlıklı işlemesine yönelik etkilerini düşünün. Yağmurlar caddelerden akıp nereye gidiyor? Otoparktan kanalizasyona karışan yağmur suları mı yoksa bir parkta toprağın derinliklerine işleyen sular mı su döngüsü için daha sağlıklı? Kullandığımız suların nereden geldiğini, yeraltı ve yer üstü sularını neyin beslediğini, suları nelerin kirlettiğini düşünün. En son ne zaman kar yağmıştı? Yağmur hala çocukluğunuzda olduğu gibi mi yağıyor? Değişimleri fark etmeye çalışın.
- Toprağa dokunun: Araştırmalar toprak ile temas etmenin iltihaplanma, bağışıklık sistemi, yara iyileşmesi ve kronik bağışıklık sistemi hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koyuyor. İnsanın, Dünya’nın yüzeyi ile temasta bulunarak aldığı serbest elektronların etkisi yaraların iyileşme hızını artırıyor, sağlıklı dokuların yara alma riskini azaltıyor, kortizol düzeylerini düzenleyerek uyku kalitesini artırıyor ve stresi azaltıyor.
Çıplak ayakla yürüyüş yapmak toprağa dokunmanın etkili bir yolu olabilir ancak kışın bahçeli bir evde yaşamıyorsak bunun yerine kendi gıdanızı yetiştirerek toprağa dokunmayı deneyin. Her mevsim saksılarda ya da balkon bahçenizde yetiştirebileceğiniz mutfak yeşilliklerinin tohumdan sofranızdaki salataya dönmesini izlemek toprağa dokunmanın yanında gıdanın üretimi ve gıdaya ulaşmaya dair farkındalığınızı da artıracaktır. Mutfak atıklarınızın komposta dönüşümünü izlemek de hem doğanın döngülerine tanık olmanızı sağlar hem de bitkilerinize besin üretmenizi sağlar.
Saksıda yeşillik nasıl yetiştirilir yazısını buradan okuyabilirsiniz. Bu kış toprağa dokunurken Doğa Dostu Kent Bahçeciliği ve Kompost Rehberi’nden faydalanabilirsiniz.
- Bulunduğunuz bölgede yetiştirilen ürünler neler? Ekim-Kasım aylarında nereye gitseniz zeytin hasadı mı konuşuldu? Pazarda tezgâhlardaki ürünler neler? Bulunduğunuz yerde yetişen meyve-sebzelerin hasat zamanı oradaki yaşantıyı nasıl etkiliyor?
Pazarda gıda alışverişi yaptığınız bir üreticinin üretim yerini ziyaret edin. Gıda üretme süreçlerini görme şansı bulurken merak ettiklerinizi sorabilirsiniz. Kırsal yaşama ve gıda üretimine dair farkındalığınızı artırmak ve sofranıza gelen ürünlerin yolculuğu hakkında bilgi edinmek gıdanızın sorumluluğunu almanızı sağlar.
Çiftçilerle doğrudan iletişim sağlayarak toplu alım yapan Gıda Toplulukları’ndan birinin dağıtımına katılın. Sağlıklı ürün yetiştiren çiftçilerle ve onların ürünlerini tercih ederek doğayla dost üretime katkıda bulunan türeticilerle tanışın; ortak yönlerinizi fark edeceksiniz.
- Hangi canlılarla birlikte yaşadığımızı fark edin: Yakın çevremizde bizimle birlikte yaşayan diğer canlıları fark etmek için doğa yürüyüşlerine çıkmamıza, kuş gözlemciliği yapmamıza, dürbüne, fotoğraf makinasına gerek yok. Sokağınızda, mahallenizde hangi ağaçların olduğunu, o ağaçlarda hangi kuşların beslenip konakladığını fark etmek sizi doğaya daha yakın hissettirir.
İşe ya da alışverişe giderken, her gün yürüdüğünüz yolda hangi canlı türlerine rastladığınızı listeleyin. Yan yana duran iki ağaç aynı tür mü yoksa farklı iki ağaç mı? Hangisi ne kadar büyümüş? Ufacık bir çalılık ya da ağacın içinde bile kuşların olduğunu fark edeceksiniz. Karganın karga, serçenin serçe, saksağanın saksağan olduğunu ve bu kuşların birbirinden ne kadar farklı olduğunu gözlemleyin. Yağmur yağdıysa salyangozlara rastlamanız mümkün. İki yol arasında kalmış çimenlik alanda belki bir kirpi, ya da bir fare görebilirsiniz. Sokak kedilerine mama vermek gibi, diğer canlıları beslemek istediğinizde ne yapacağınızı biliyor musunuz? Bu kadar iç içe yaşadığımız canlıları fark edip, onları tanımaya başladığınızda, insan faaliyetlerinin onların yaşamlarını nasıl etkilediğine dair farkındalığınız artacak.
- Mevimsel beslenin: Mevsiminde ekilen meyve ve sebzeler doğal döngülere uyumlu bir şekilde büyür, doğaya rağmen değil. Tarım zehiri, sentetik gübre, hibrit tohum gibi verim odaklı tarımsal girdiler mevsim dışı üretimde (sera ve örtü altı) daha çok kullanılır. Bu girdiler sağlık, ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan zararlara ve kayıplara neden olur. Coğrafya ve iklime özgü yapıları olan yerel çeşitler mevsiminde yetiştirildiği takdirde, hastalık ve zararlılara karşı daha dirençlidir ve dışarıdan müdahaleye daha az ihtiyaç duyarlar.
Alışveriş listenizi Buğday Derneği’nin hazırladığı Mevsimsel Beslen takvimine göre hazırlayın. Sağlıklı, zehirsiz, doğa ile uyumlu üretim yapan yerel üreticilerden alışveriş yapın. Zehirsiz gıdaya ulaşmanın yollarını Zehirsiz Sofralar Mümkün Broşürü ile keşfedebilirsiniz.
- Ekolojik dönüşüm için harekete geçin: Yediğimiz yiyecekler, giydiğimiz kıyafetlerher şey doğal döngülere uygun üretilmiş, alışverişlerimizden tatillerimize attığımız her adım doğa dostu olabilir!
Victor Ananias’ın yazdığı Ekolojik Dönüşüm Rehberi, günlük hayatımızdaki eylemlerimizin sonuçlarını sorgulamamıza ve onları dönüştürmemize yarayacak bir el kitabı. Kitap, nefes alırken, beslenirken, barınırken, ulaşırken, üretirken, zamanımızı harcarken, giyinirken, temizlik yaparken, tatil yaparken ve düşünürken yaptığımız eylemlerin sonuçlarının dünyayı ve diğer canlıları nasıl etkilediği ve ne kadar ayak izi bıraktığı ile ilgili 10’ar maddeden oluşan bir test sunuyor. Bu testteki 10 konu başlığı ile günlük yaşamınızdan 10’ar eylemi, dünyaya ya da kendinize ne kadar zararlı olduğuna, bir başka deyişle ekolojik bir yaşama ne kadar yakın olduğuna göre puanlayabilirsiniz. Belli aralıklarla, belki yılda bir defa ya da daha sık bu testi yapmak ekolojik dönüşüm için hem bir rehber hem de motivasyon kaynağı oluyor. Ekolojik Dönüşüm Rehberi ile bu kış ekolojik dönüşüm için adımlar atabilirsiniz. Victor’un dediği gibi:
“Bireyin her bir nefesi bir karar, bir yaşam, büyük bir değişim aracı olabilir. Bunu deneyimlemek, yaşamak, yaşatmak için de sahip olduğumuzdan bir zerre daha fazlasına ihtiyacımız yok.”